Eğer insanlar Akdeniz'i kurutmaya karar verirse, bu durumun etkileri oldukça derin ve karmaşık olacaktır. Vahşi yaşam, bu koşullar altında hayatta kalabilir mi, ve eğer kalırsa ne kadar sürede geri kazanır? Bu soruların cevapları, tarihsel örneklere ve bilimsel çalışmalara dayandırılabilir.
Herman Sörgel'in hayali!
Bu sorulara yanıt ararken, Bavyeralı mimar Herman Sörgel'in projesi dikkat çekiyor. Sörgel, Cebelitarık Boğazı'na dev bir baraj inşa ederek Akdeniz'i kurutmayı ve bu alandan elde edilen toprakları kolonileştirmeyi hedefleyen bir proje üzerinde uzun yıllar çalıştı. Projesinin amacı, Afrika ve Avrupa arasında işbirliğini teşvik etmek ve her iki kıtayı da büyük hidroelektrik projeleriyle güçlendirmekti. Ancak, Sörgel’in hayal ettiği bu durum, aslında 5.5 milyon yıl önce, Miyosen döneminin sonunda doğal güçler tarafından gerçekleşmişti.
Akdeniz’in tarihsel yok oluşu!
Akdeniz, 1970'lerden bu yana yapılan çalışmalar sonucunda, derin bölgelerinde bir ila üç kilometre kalınlığında tuz tabakaları barındırdığı tespit edilmiştir. Bu, Akdeniz’in dünya okyanuslarından izole olduğu bir dönemi işaret etmektedir. Yaklaşık 190.000 yıl süren bu olay, "Messinian tuzluluk krizi" olarak bilinir ve dünyanın en büyük yok olma olaylarından biridir. Bu süreçte, levha tektoniği ve bölgenin kurak iklimi, suların hızla buharlaşmasına ve geride büyük miktarda tuz bırakmasına neden oldu.
779 yerel türden 86'sı hayatta kalabilmiş
Viyana Üniversitesi'nden Konstantina Agiadi’nin liderliğindeki bir çalışma, Akdeniz’in bu izolasyon döneminde yerel deniz yaşamının büyük ölçüde yok olduğunu ve ardından Atlantik türlerinin bölgeye yeniden kolonizasyon yaptığını göstermektedir. Bu çalışma, 12 ile 3.6 milyon yıl önceki tüm Akdeniz fosil verilerini analiz ederek, 4,897 deniz türünün 22,932 varlığını belgeleyebilmiştir. Kriz öncesi 779 yerel türden yalnızca 86'sı kriz sonrası hayatta kalabilmiştir.
Bu felaket öncesinde Akdeniz’de yaygın olan tropikal mercanların tamamı yok oldu, ancak bazı yerel türler, örneğin sardalya ve sireniyen gibi deniz memelileri hayatta kalmayı başardı. Ancak, yaşamın bu yeni koşullara uyum sağlamak için yeterli zamanı olmaması nedeniyle, Atlantik türleriyle değişim yaşandı.
Toparlanma süreci
Kriz sonrası, büyük beyaz köpekbalığı ve yunus gibi bazı ikonik türler Akdeniz’de belirmeye başladı. Batı Akdeniz'deki fauna, yeniden suya kavuşmanın ardından çeşitliliğini artırarak Doğu Akdeniz'i geride bıraktı.
Akdeniz’in izolasyonu, ekosistemlerin çoğunu yok etti ve tür sayısının toparlanması 1.7 milyon yılı aşan bir süre aldı. Elde edilen sonuçlar, mevcut biyoçeşitliliğin yüksek olmasına rağmen, geçmişte yerel türlerin büyük çoğunluğunun Atlantik’ten koparılmasının yok olma sürecini hızlandırdığını ortaya koymaktadır.
Milyonlarca yıl sürdü
Akdeniz’in Atlantik ile yeniden bağlantı kurması, bölgedeki tür rezervinin yeniden dolmasına neden oldu; ancak ekosistemlerin zenginliğinin toparlanması milyonlarca yıl sürdü. Günümüzdeki küresel çevresel değişiklikler karşısında deniz yaşamının toparlanma süresi ise belirsizliğini koruyor.
Sonuç olarak, Akdeniz’i kurutma hayali, tarihsel deneyimlerden öğrenmemiz gereken derslerle doludur. Bu tür büyük ölçekli çevresel değişimlerin etkileri, sadece ekosistemler üzerinde değil, aynı zamanda biyoçeşitlilik ve insan yaşamı üzerinde de uzun vadeli sonuçlar doğurabilir.