Dünyada her 30 saniyede bir kişi astım veya kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) semptomlarında atak yaşıyor.
Onlarca yıldır, bu potansiyel olarak yaşamı tehdit eden vakalar için standart tedavi yöntemi değişmeden kalıyor: prednizolon gibi steroidlerle tedavi.
Ancak bu ilaçlar herkes için etkili değil ve ciddi yan etkilere sahip. Steroid tedavisi gören hastaların yaklaşık üçte biri, semptomlarının bir ay içinde tekrar kötüleştiğini ve daha fazla tedavi gerektirdiğini görebiliyor, bu da yan etki riskini artırıyor.
Peki, daha iyi bir seçenek yok mu?
The Lancet Respiratory Medicine dergisinde yayımlanan yeni araştırma, enjeksiyon yoluyla uygulanan benralizumab adlı ilacın bu alanda çığır açan bir yenilik olabileceğini gösterdi. Çalışma, bu tedavinin atak anında oldukça etkili olduğunu ve hastaları steroidlerin yan etkilerinden koruduğunu ortaya koyuyor.
Astım ve bazı KOAH hastalarında atakların temel nedeni, "eozinofiller" adı verilen bir tür beyaz kan hücresinin yol açtığı iltihaplanmadır. Eozinofilik iltihaplanma, astımın yarısından fazlasında ve KOAH ataklarının üçte birinde etkendir.
Bu hastalarda semptomlar kötüleştiğinde, eozinofilleri hedef almak umut verici bir tedavi yöntemi olabilir.
Benralizumab, eozinofilik astımın uzun dönem tedavisinde halihazırda kullanılmaktadır ve eozinofilik KOAH'taki etkileri üzerine çalışmalar devam etmektedir. Ancak bu çalışmada, semptomların aniden kötüleştiği acil durumlar için etkinliği daha önce incelenmemişti.
Araştırmada, astım veya KOAH atakları yaşayan 158 hasta, rastgele üç gruptan birine atandı: prednizolon tabletlerle standart tedavi, tek başına benralizumab enjeksiyonu veya her ikisinin kombinasyonu.
Sonuçlar çarpıcı
Ana hedef, 90 gün içinde daha fazla tedaviye, hastaneye yatışa veya ölüme ihtiyaç duyulma oranıydı, yani "tedavi başarısızlığı oranı".
Sonuçlar oldukça etkileyiciydi: Prednizolon ile tedavi edilenlerin %74’ü, 90 gün içinde tedavi başarısızlığı yaşadı. Sadece benralizumab ile tedavi edilenlerin başarısızlık oranı %47'ye, kombinasyon tedavisindeki oran ise %42'ye düştü.
Benralizumab ile tedavi edilen hastalarda tedavi başarısızlığı oranı %45 iken, prednizolon grubunda bu oran %74’tü. Yani, benralizumab tedavisi gören her dört hastadan biri için tedavi başarısızlığı önlendi.
Benralizumab'ın yararları sadece tedavi başarısızlığı oranlarının düşmesiyle sınırlı kalmadı. Bu tedavi ile hastalar daha hızlı bir şekilde semptomların iyileştiğini ve yaşam kalitelerinde artış olduğunu bildirdi. Örneğin, hastalar daha iyi nefes alabiliyor ve daha az rahatsızlık hissediyordu.
Prednizolon ile karşılaştırıldığında, benralizumab daha iyi bir güvenlik profiline sahipti. Yüksek kan şekeri gibi prednizolon ile sıkça ilişkilendirilen yan etkiler, sadece benralizumab tedavisi gören hastalarda gözlemlenmedi.
Bu durum, tedaviyi özellikle tekrarlayan prednizolon kullanımının yarattığı ciddi risklerle karşı karşıya olan yaşlı yetişkinler ve diyabet veya osteoporoz hastaları için umut verici kılmaktadır.
Benralizumabın daha düşük dozu uzun dönem astım tedavisinde onaylanmış olmasına rağmen, bu çalışmada kullanılan dozun ataklar sırasında kullanımı için henüz lisans alınmamıştır.
Bunun için daha geniş ve uluslararası katılımcıları içeren 3. faz denemelerine ihtiyaç duyulacaktır. (3. faz, bir ilacın onaylanmasından önceki son test aşamasıdır.)
Bu çalışmalar, bulguları doğrulaması halinde, benralizumab 50 yıl sonra astım ve KOAH’ın eozinofilik atakları için onaylanan ilk yeni tedavi olabilir.
Bu makale The Conversation'dan Creative Commons lisansı altında yeniden yayınlanmıştır. Orijinal makaleyi okuyun.