Daha önce hiç ana akımdan farklı bir fikriniz olduğu için linçlendiniz mi? Kendi fikrinizi savunmaya çalışırken birden birçok insanın hedef oklarını üzerinize çevirmesini yaşamadıysanız bile nasıl bir his olduğunu biliyoruz. 

İnsanlar genel olarak kendi fikirlerinden farklı fikirlerin savunulmasını sevmezken, herkes tarafından kabul görmüş “gerçeklere” itiraz ettiğiniz zaman sizi düşman olarak görebilirler. 

Bu durumlarda da “cancel culture” dediğimiz kavram ortaya çıkıyor…

Cancel3Cancel Culture Nedir?

Cancel culture Türkiye’deki tam karşılığı “fişlenme” olarak adlandırılabilir. Kısaca tanımlamak gerekirse, insanların farklı ve “aykırı” davranış ve sözlere karşı tavır alması, bir nevi boykot uygulamasıdır. 

Genellikle ahlak dışı veya topluma aykırı addedilen bu davranışları işleyen kişilerin toplumdan dışlanması olarak da adlandırılabilir. Bugün sosyal medyanın kolaylaştırdığı ve herkese sunduğu ifade hakkı sayesinde bu kavramı hayatımızda çok daha rahat hisseder olduk. 

Eğer o anki çoğunluğun katılmayacağı bir durum yaşanmışsa sizi sosyal medyada orta çağ zamanlarında cadı avlar gibi ortaya çıkarıp “linçleniyorsunuz”. Eskiden bu tarz uygulamaların hayata dökülmesi çok zordu. 

Çünkü kimin ne yaptığını ya da ne söylediğini büyük bir kitle ulaştırmanız gerekiyordu. Fakat bu zamanlarda hayatınızda ilk defa o fikriyle gördüğünüz birini sırf o fikrine tanımadığınız için linçleyebilirsiniz. 

Sosyal medyanın buna imkân tanımasıyla artık fişlenme olayları çok daha rahat uygulanabilir bir hal aldı ve bu yüzden fişlenme sayılarında da artış meydana geldi.

Cancel2Cancel Culture’ın Etkileri

Cancel Culture ne demek öğrendiğimize göre artık gerçek hayatta nerede ve nasıl etkileri olduğunu inceleyebiliriz. Cancel culture birçok farklı bakış açısıyla incelenebilir fakat şu bir gerçektir ki sosyal medyada linç kültürünün yaygınlaşmasıyla beraber artık çoğu suç cezalandırılıyor. 

Birinin ırkçılık veya taciz gibi konularda destekleyen fikirler belirtmesi bir anda onun yüzlerce hatta binlerce insan tarafından sosyal medya aracılığıyla eleştiri almasına sebep olabiliyor. 

Bu tabi ki o anki insanların sahip olduğu fikirlere bağlı. Irkçılığın, ya da daha yumuşatılmış bir şekilde milliyetçiliğin yaygın olduğu bir toplumda kendi toplumunu övüp diğer toplumları yeren bir paylaşım yapan insan cancel culture’a maruz kalmayabilir, hatta tersine onaylanabilir. 

Fakat ana akım fikirlerin bunlara ters olduğu durumlarda bu kişiyi birçok farklı şekilde rahatsız edebilir, hatta sosyal medyadan onu ortaya sürerek gerçek kimliğini ifşalayabilir ve gerçek hayatındaki işlerine etkileri dokunabilir.

Cancel7Örneğin; yüz kızartıcı bir suç işleyen bir şahıs olur da sosyal medyada gündem olursa kendisini gerçek hayatta tanıyan insanlar da ona mesafe alıp onu dışlayabilirler. Çalıştığı işten oturduğu eve kadar onu tanıyan herkes bu “boykota” katılarak onun hayatını daha da zorlaştıracak hamlelerde bulunabilirler. 

Bunun gerçekten hak edildiğini ve bunların yapılması gerektiğini düşünenler olsa da bu yöntem yüzünden birçok masum insan da zarar görebilmektedir. Bir anlık alevle sosyal medyada yargılanmaya başlayan bir şahsın aslında masum olduğu anlaşılırsa bu mevzu üzerinde herkes konuşmayı bırakır. 

Fakat olan olmuştur ve artık o şahsın hem psikolojik hem de fiziksel olarak hayatı daha zorlaşmıştır. Ancak kimse bununla ilgilenmez.

Anonim bir şekilde fikir belirtmenin, bir nevi yaptığı eylemlerin sonuçlarına katlanmamanın verdiği keyfiyetle o an sadece bir gönderi yaptığını düşünen kullanıcı aslında başka bir insanın hayatını mahvedebileceği düşüncesine sahip değildir.

Sonuç olarak, cancel culture bir nevi orta çağ Avrupa’sının cadı avıdır. Öfkeli kalabalık cezalandırmak istedikleri bir kişiyi seçer ve onu acımadan yargılarlar. Bu raddeden sonra onun gerçekten suçlu olup olmadığının önemi kalmaz. 

Her ne kadar herkesin kendi fikrini belirtmeye hakkı olsa da linç kültürünü sahiplenirken dikkatli olmakta fayda vardır. Bir gün okların size dönmeyeceğini asla bilemezsiniz!
 

Editör: Şeyma Yıldırım