Türk sinemasının zarif yıldızı ve Yeşilçam’ın efsane isimlerinden Filiz Akın, 82 yaşında hayatını kaybetti. Bir süredir sağlık sorunları nedeniyle hastanede tedavi gören usta oyuncunun vefatı, sanat dünyasında derin bir üzüntüye neden oldu.
Sanatçının ölüm haberi, Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı resmi açıklamayla kamuoyuna duyuruldu. Sinema kariyeri boyunca sayısız unutulmaz filme imza atan Akın, yalnızca oyunculuğuyla değil, zarafeti ve güçlü duruşuyla da gönüllerde taht kurdu. Yeşilçam’ın altın çağında önemli bir yer edinen Akın, ardında silinmeyecek bir miras bıraktı.
Türk sinemasının nadide isimlerinden Filiz Akın, bir süredir tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmiştir.
— T.C. Sağlık Bakanlığı (@saglikbakanligi) March 22, 2025
Sinema tarihimizde unutulmaz izler bırakan Filiz Akın’a Allah’tan rahmet; ailesine, yakınlarına ve sanat camiasına başsağlığı diliyoruz.
Sinema kariyeri boyunca sayısız unutulmaz filme imza atan Akın, yalnızca oyunculuğuyla değil, zarafeti ve güçlü duruşuyla da gönüllerde taht kurdu. Yeşilçam’ın altın çağında önemli bir yer edinen Akın, ardında silinmeyecek bir miras bıraktı.
FİLİZ AKIN KİMDİR?
Filiz Akın (doğum adıyla Suna Akın), 2 Ocak 1943’te Ankara’da doğmuş, Türk sinemasının en önemli kadın oyuncularından biri olarak kabul edilen, aynı zamanda yazar ve sunucu kimliğiyle de tanınan bir sanatçıdır. Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit ve Fatma Girik ile birlikte "Yeşilçam’ın dört yapraklı yoncası" arasında gösterilen Akın, zarafeti ve modern duruşuyla Türk sinemasına yeni bir soluk getirmiştir.
Filiz Akın, TED Ankara Koleji’nden mezun olduktan sonra sinemaya 1962 yılında "Akasyalar Açarken" filmiyle adım attı. Başlangıçta şımarık, zengin kız rollerinde oynasa da ilerleyen yıllarda daha derin ve dramatik karakterlere hayat verdi. "Gurbet Kuşları", "Kader", "Ankara Ekspresi", "Umutsuzlar", "Utanç", "Acı Hayat" ve "Memleketim" gibi filmler, onun en beğenilen yapımları arasında yer aldı.
Özellikle 1971 yapımı "Ankara Ekspresi" filminde canlandırdığı "Hilda" karakteriyle büyük bir başarı elde eden Akın, bu rolüyle Altın Portakal En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü kazandı.
O dönem siyah saçlı aktrislerin baskın olduğu Yeşilçam’da, Filiz Akın "sarışın esas kadın" algısını yaratarak farklı bir tarzın öncüsü oldu. Modern, kentli ve zarif imajıyla dikkat çektiği gibi, dönemin en iyi giyinen oyuncularından biri olarak da anıldı.
Filiz Akın, 1975’te "Babaların Babası" filmiyle sinemaya veda etti. 1982’de Fransız iş insanı Bubi Rubinstein ile evlenerek Paris’e yerleşti. Uzun bir süre sinemadan uzak kalan Akın, 1994’te "Geçmiş Bahar Mimozaları" dizisiyle ekranlara döndü. Aynı yıl diplomat Sönmez Köksal ile evlendi.
2002 yılında nazofarenks kanserine yakalanan Filiz Akın, zorlu bir tedavi süreci geçirdi. Bu süreci ve yaşadıklarını "Hayata Merhaba" adlı kitabında anlattı. Ayrıca "Güzelliklere Merhaba" ve "Filiz Akın ile Güzellik, Zayıflama ve Genç Kalma Üzerine" adlı eserleriyle de sağlık ve yaşam konularında yazılar kaleme aldı.
Sanat hayatı boyunca sayısız ödüle layık görülen Filiz Akın, zarafeti, güçlü duruşu ve sanata katkılarıyla Türk sinemasının unutulmaz isimleri arasındaki yerini aldı.
