Yaşam

Mağaralar, kiliseler ve şelalaler: Turistlerin gözdesi 12 yeraltı harikası

Sıcak günlerin keyfini deniz kıyısı yerine buz gibi havanın ve gizemli bir atmosferin olduğu yeraltı mekanlarında çıkarmak ister misiniz? Dünya tarihi boyunca çeşitli amaçlarla inşa edilmiş ve günümüze kadar korunmuş birçok turistik merkez bulunuyor.

1. Salina Turda – Turda, Romanya Romanya’nın meşhur Transilvanya bölgesinde yer alan Salina Turda, geçmiş yüzyıllar boyunca tuz madeni olarak hizmet vermiştir. 1932 yılında hizmetine son verilen bu bölge kısa süreli olarak peynir deposu ve sığınak olarak kullanılmıştır. Yerden 120 metre aşağıda olan bu mekan, dönme dolap, mini golf sahası, bowling salonu, basketbol sahası, spa ve sandal gezintisi yapılabilecek bir eğlence merkezine çevrilmiştir. Ayrıca içerisinde barındırdığı 54 derece sıcaklıktaki yeraltı gölü, Salina Turda’yı sağlık turizmi için de cezbedici noktalardan birisi haline getirmiştir.

2. Ruby Falls – Chattanooga, Tennessee, ABD 1928 yılında girişimci Leo Lambert’in turistik bir mağara açma planı, tamamen yeni bir mağaranın ve içindeki görkemli şelalenin keşfiyle sonuçlandı. Eşine ithafen “Ruby Falls” adını verdiği bu yer, Tennessee’nin en çok ziyaret edilen doğal güzelliklerinden biri haline geldi. Ziyaretçiler, Lookout Dağı'nın derinliklerinde uzanan bu benzersiz yeraltı şelalesini rehberli turlarla keşfedebiliyor.

3. Naorus Yeraltı Şehri – Naours, Fransa Fransa’nın kuzeyindeki kireçtaşı ocaklarının bulunduğu Naorus Yeraltı Şehri, tarih boyunca çeşitli savaşlardan korunmak isteyen insanlara sığınak olmuş ve erzakların saklanma deposu olarak kullanılmıştır. Evler, şapeller, ahırlar ve toplantı salonlarının bulunduğu bu yeraltı şehri, uzun süre sırra kadem bastıktan sonra 1887 yeniden keşfedilmiştir.

4. Mağara Evler – Guadix, İspanya İspanyol kültürünün önemli eserlerinden olan Guadix kasabası, Endülüs bölgesinde bulunmaktadır. Yüzyıllar boyunca evlerini kireçtaşına oyan yerliler, hayatları gibi evlerini de yeraltına taşımıştır. Saldırılara karşı mükemmel bir koruma sağlayan bu evler, hem ekonomik hem de konforlu olmasıyla varlığını günümüze kadar getirmiştir. Dışardan görülemeyen bacaları yeryüzüne kadar uzanan bu kültürel yapı şu an için kapalı olsa da kültürel tarihte yerini almıştır.

5. Umoona Opal Madeni ve Sırp Ortodoks Kilisesi – Coober Pedy, Avustralya Avustralya'nın Güney kesiminde yer alan Coober Pedy kasabası, dünyaca ünlü opal madenleriyle bilinirken, aynı zamanda aşırı sıcaklardan korunmak amacıyla yeraltına inşa edilmiş yaşam alanlarıyla da dikkat çekiyor. 45 dereceyi aşan sıcaklıklar nedeniyle kasaba sakinleri evlerini, kiliselerini, hatta okullarını bile yeraltına yapmış. Umoona Opal Madeni ve Müzesi, hem madencilik geçmişini hem de yeraltı yaşamını gözler önüne seriyor. Ayrıca, gönüllülerin oyduğu yeraltı Sırp Ortodoks Kilisesi de mutlaka görülmeli.

6. Puerto-Princesa Yeraltı Nehir Milli Parkı – Palawan, Filipinler UNESCO Dünya Mirası listesine eklenen bu nehir parkı, dünyanın en uzun yeraltı nehirlerinden birisine sahiptir. Tam tamına 8 kilometre olan bu nehir, kireçtaşı mağaralarından geçerek okyanusa kadar uzanmıştır. Mağara boyunca sarkıt, yarasa, deniz yılanı ve maymun gibi şeylerle karşılaşılması ise burayı diğer mekanlardan ayıran özelliklerden birisidir.

7. Forestiere Yeraltı Bahçeleri – Fresno, Kaliforniya, ABD Sicilyalı Baldassare Forestiere, Kaliforniya’daki kavurucu sıcaklardan kaçmak için 20. yüzyılın başlarında yerin altını kazmaya başladı. 40 yıl boyunca yaptığı çalışmalar sonucunda, güneş ışığını geçirecek şekilde tasarlanmış tünellerde meyve ağaçları yetiştirmeyi başardı. Bugün hala meyve veren ağaçların bulunduğu bu yeraltı bahçeleri, ziyaretçileri tarihle doğanın birleştiği bir dünyaya götürüyor.

8. Edinburgh Mahzenleri – Edinburgh, İskoçya İskoçya’nın başkenti Edinburgh’da 1788 yılında inşa edilen Edinburgh Mahzenleri, kentteki meşhur South Bridge’in altında yer alıyor. Önceleri dükkan ve atölyeler için inşa edilen bu mahzenler, zamanla suçlular, kaçaklar ve evsizlerin yerleştirildiği bir yere dönüştürüldü. 1985 yılındaki kazılar sonrasında gün yüzüne çıkarılan bu karanlık tüneller, hayaletli hikayelerin ana malzemelerinden birisi olarak öne çıkmaktadır.

9. Yerebatan Sarnıcı – İstanbul, Türkiye İstanbul’un kalbinde, Ayasofya’nın hemen yanı başında bulunan Yerebatan Sarnıcı, 6. yüzyılda Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından su deposu olarak inşa edildi. 336 sütunun taşıdığı bu etkileyici yapı, 100 bin ton su kapasitesine sahip. Roma dönemine ait Medusa başları, ters ve yan yerleştirilmiş halleriyle sarnıcın en gizemli unsurları arasında.

10. Mega Cavern – Louisville, Kentucky, ABD Eski bir kireçtaşı ocağı olan Mega Cavern, 4 milyon metrekarelik alanıyla devasa bir eğlence alanı olarak günümüzde hizmet veriyor. Zipline hattından bisiklet parkuruna, halatlı parkurdan sandal gezilerine kadar birçok eğlenceli etkinliği burada yapabilirsiniz.

11. Narusawa Buz Mağarası – Yamanashi, Japonya Fuji Dağı’nın eteklerinde yer alan Narusawa Buz Mağarası, yılın her döneminde buz sütunlarının oluştuğu bir doğa harikası. İç sıcaklık neredeyse donma noktasında seyrediyor. Eskiden bu mağara, Japon halkı tarafından buzhane olarak kullanılıyordu. Bugün ise turistler için büyüleyici bir serinleme noktası.

12. Wieliczka Tuz Madeni – Krakow, Polonya 1200’lü yıllardan 2007 yılına kadar tuz üretimi için kullanılan Wieczka Tuz Madeni, artık bir sanat galerisi, kilise ve müze olarak faaliyet gösteriyor. UNESCO’nun koruma altına aldığı alanlardan birisi olan bu madende konser, wellness seansı gibi birçok etkinlik düzenleniyor. Ayrıca tuzdan yapılma heykel ve fresklerle süslenen tüneller, sanatseverleri mest eden bir yeraltı sarayını andırıyor denilebilir.