Yaşam

Tozlu sokakların yerini dijital ekranlar aldı: Sosyal medyadan önce çocukluk nasıldı?

Sosyal medya öncesi çocukluk o günleri yaşayanların şu anda özlem duyduğu günlerdi. Teknolojinin hayatımızı etkisi altına almadığı ve rengarenk oyunların hüküm sürdüğü bir dünyaydı. Peki sosyal medyadan önce çocukluk nasıldı?

Saklambaç, yakan top, körebe ve sek sek gibi oyunlar, gün boyu süren eğlencenin vazgeçilmezleriydi. Her köşe başında kurulan küçük oyun grupları, arkadaşlıkların en sağlam temelini oluştururdu. Kaybettiklerinde üzülseler de yeni bir oyuna başlamak için asla tereddüt etmezlerdi.

Bu dönemde çocuklar, sanal dünyada beğeni toplamak yerine gerçek hayatta dostluklar kurar, başarılarını alkışlayan arkadaşlarıyla göz göze gelirlerdi. Mahalledeki yaşça büyük abiler ve ablalar oyunlara katıldığında ise heyecan ikiye katlanırdı.

Sosyal medyanın olmadığı zamanlarda dijital koleksiyonlar yerine gazoz kapakları, oyun kartları, misket gibi eşyalar biriktirilirdi.

Arkadaşlıklar ise mahalle bakkalından alınan bir simidin paylaşılması ile olabiliyordu. Rengarenk macun şekerleri oyun aralarında çocukların dostluklarını pekiştirirken akıllı telefon, tablet, bilgisayar başında olduğu gibi tek başına vakit geçirme gibi bir durum yoktu. Bayram sabahları çocuklar, aile büyüklerinin ellerini öpüp harçlıklarını aldıktan sonra sokaklara dökülürdü. Sokaklar, yeni alınan bayramlıklarla ve birbirine hava atan çocuklarla dolardı. Şeker toplama heyecanı, bayramın en unutulmaz anılarından biriydi.

Mahalleler arasında düzenlenen uçurtma yarışmaları gökyüzünde görsel bir şölen oluştururdu. Kağıt ve çıta ile yapılan bu harika oyuncağın havada süzülüşü çocukların hayallerini de adeta bulutların üzerine taşırdı. Sosyal medyanın yarattığı yalnızlık, kaygı, stres gibi olumsuz etkilerden arınmış olan eski çocukluk o dönemi yaşayan son nesil başta olmak üzere birçok yetişkin tarafından zaman zaman özlemle hatırlanır.