Nedir?

Marjinal Nedir?

Sosyal medyada veya günlük yaşantımızda sıklıkla karşılaştığımız bir kelime haline gelen marjinal nedir? Sizin için araştırdık!

Etrafımızda ana akım düşüncelerden farklı fikirlere sahip insanlarla hayatımızın bir kısımda denk gelmişizdir. Bazen giyinişleriyle, bazen düşünceleriyle, bazen de yaptıkları eylemlerle bizleri şaşırtır bu insanlar.

Peki böylesi insanları tek kelimeyle anlatmak isteseydiniz, bu ne olurdu?

Marjinal Kavramı

Sözlük anlamıyla marjinal kelimesi, standart olmayanı ya da farklı bir durumu ifade etmek için kullanılır. Kelimenin kökü Fransızca olup ilk anlamı, kitabın dış kenarlarına yazılan notlar, yani kenara ait, asıl konuya dahil olmayan anlamına gelir.

Günümüzde ise değişime uğrayarak birçok farklı alanda benzer anlamlarda kullanılmaya devam etmektedir.

Marjinal Kimlere Denir?

Popüler kültürle beraber ekonomi ve sosyoloji gibi alanlardan günlük kullanıma kadar dökülen bu kelime artık “toplum düzeni dışında” kalan insanlar için kullanılıyor.

Moda, sanat, müzik veya edebiyat gibi birçok alanda alışılagelmişin dışında işler yapan insanlara “marjinal” adı veriliyor. Genelde bu tarz insanların eserleri farklı olmasından ötürü başta kabul görmez ve dışlanır.

Fakat bu yenilikçi tavırlar insanların ilgilerini çekerek bu tür eserleri trend haline de getirebilir.

Bu tarz eser vermeye cesaret eden insanlar genelde toplumsal normların farkında olan ve onlara uymamaktan korkmayan, yenilikçi ve farklı düşünen kişilerden olur. Bu kişiler ana akımın onları dışlayacağını bilmelerine rağmen doğru bildiklerini uygulamaya koymaktan çekinmezler.

Bu tanımlara göre tarihteki birçok reformist şahsiyeti “marjinal” diye adlandırmak yanlış olmayacaktır.

Protestan mezhebinin kurucusu olan meşhur teolog ve akademisyen Martin Luther, kilisenin bütün baskılarına rağmen İncil’i Latinceden Almancaya çevirmeyi başarmıştır.

O zamana kadar İncil’in sadece din ve ruhban sınıfının okuyacağı bir kitap olduğu düşünülürken, aykırı ve yenilikçi düşünceleri sayesinde Martin Luther birçok insana kendi kutsal kitaplarının aslında onlara ne emrettiğini anlatmış, insanları kilisenin baskısından kurtulmasıyla sonuçlanacak bir reformun başlangıcına imza atmıştır.

Peki bu marjinallik her zaman doğru mudur? Ana akıma ters olmak her zaman sizi haklı kılar mı?

Aykırılık ve Haklılık

Günümüzde birçok “kahramanlık” anlatan filmlerimiz, ana karakterimizin herkesin yanlış olduğunu düşündüğü şeyleri yapıp en sonunda haklı çıkmasıyla sonuçlanır.

Yukarıda bahsettiğimiz Martin Luther örneğinde olduğu gibi bunun çok etkileyici bir hikâye olduğu inkâr edilemez. Tek başına herkese karşı durarak haklı gelmenin insanları kendine hayran bırakması çok normaldir. Fakat gerçek hayatta işler her zaman böyle gitmeyebilir.

Her ne kadar sanat ve moda dünyasında en iyi fikirler her zaman aykırı ve yenilikçi fikirlerden çıkıyor gibi gözükse de bu, sadece buzdağının görünen kısmıdır. İnsanlar olarak bazı gerçekleri göz ardı edebilmekte çok iyi iş çıkarıyoruz.

Birçok insanın bu aykırı denemelerini yapıp başarıları olanların yükselmesi sonucu, biz her aykırı düşünce başarıyla sonuçlanacakmış gibi düşünmeye başlıyoruz. Halbuki diğer tarafta yığınla başarısız olmuş fikirler de bu aykırı olma çabasından kaynaklanmaktadır.

Bu örnekleri gören birçok genç insan da farklı olmaya heveslenip sırf “marjinal” olmak için bütün kabul görmüş değerlere aykırı davranmaya çalışmaktadır.

İnternette ve sosyal medyada ana akımdan farklı fikirler tuttuğu için bütün geleneklere, ön kabullere ve normlara saldıran insanlar türemektedir.

Her ne kadar marjinallik reformları doğurabilecek kadar güçlü bir moral olsa da insanların sırf farklı olma ve özel hissetme duyguları yüzünden sömürülmekten de kurtulamamıştır.

Sonuç olarak, marjinallik ana akıma farklı hareket etmek olarak tanımlanabilir. Marjinal olmak, bazen negatif bir anlam taşısa da aslında bireysel özgürlüğü ve yaratıcılığı ifade edebilir.

Marjinallik, toplumda yeniliklerin ve ilerlemenin motoru olabilir ve birçok değişimin doğmasına sebep olabilir.