Gündem

Zaman kadar eski devasa bir 'çekim havzasına' düşüyor olabiliriz!

Hawai Üniversitesi'nde yapılan çalışmalar gezegenimiz ve evren hakkında yeni bilgileri ortaya çıkardı. Dünyamız eski devasa bir 'çekim havzasına' düşüyor olabilir!

Evrendeki yerinizi tam olarak belirlemek istiyorsanız, kozmik adresinizle başlayabilirsiniz: Dünya -> Güneş Sistemi -> Samanyolu Galaksisi -> Yerel Küme -> Başak Kümesi -> Başak Süperkümesi -> Laniakea.

Yeni derin gökyüzü araştırmaları sayesinde astronomlar, bu yapıların daha büyük bir kozmik yapıya, "Shapley Yoğunlaşması" adı verilen bir bölgeye ait olduğunu düşünüyorlar.

Astronomlar, Shapley Yoğunlaşması'nı "çekim havzası" olarak tanımlıyor. Bu, yoğun kütle barındıran ve çevresindeki galaksileri kendine çeken bir bölge olarak tanımlanıyor. Bu bölge pek çok galaksi kümesi ve grubu içeriyor ve yerel evrendeki en büyük madde yoğunluğunu oluşturuyor. Hem galaksiler hem de karanlık madde, bu bölgeye kütleçekimsel etkilerini sunarak çekim kuvvetini arttırıyor.

56.000 galaksi incelendi!

Evren'de Laniakea gibi başka çekim havzaları da bulunuyor. Astronomlar, bu havzaları daha kesin bir şekilde haritalayarak, evrendeki en büyük yapıların daha net bir haritasını oluşturmayı hedefliyor. Hawai Üniversitesi'nden astronom R. Brent Tully liderliğindeki bir ekip, bu havzaları ve uzaydaki dağılımlarını anlamak için yaklaşık 56.000 galaksinin hareketini inceledi.

“Evrenimiz dev bir ağ gibidir; galaksiler, kütleçekimsel kuvvetlerin onları bir araya getirdiği filamentler boyunca uzanır ve düğümlerde toplanır" diyen Tully, "Tıpkı suyun havzalarda akması gibi, galaksiler de kozmik çekim havzalarında akar. Bu daha büyük havzaların keşfi, kozmik yapı anlayışımızı kökten değiştirebilir" diye konuştu.

Yeni bir çekim kaynağı keşfedildi

Tully'nin ekibi olan "CosmicFlows", uzak galaksilerin uzayda nasıl hareket ettiğini inceliyor. Ekip, yaptıkları kırmızıya kayma araştırmalarıyla yerel galaktik çekim havzamızın boyut ve ölçeğinde olası bir değişiklik olduğunu tespit etti.

Zaten Laniakea'da, yani yaklaşık 500 milyon ışık yılı genişliğindeki bir yapıda yaşadığımızı biliyoruz. Ancak diğer galaksi kümelerinin hareketleri, daha büyük bir çekim kaynağının bu hareketi yönlendirdiğini gösteriyor.

Yerel bir çekim havzası olan Laniakea Süperkümesi'nin bir dilimi. Bu yapı, Samanyolu Galaksimiz de dahil olmak üzere birçok galaksi ve kümeyi içerir. (DP'nin CEA/Saclay, Fransa'daki SDvision etkileşimli görselleştirme yazılımı)

Dünyamızı doğrudan etkiliyor olabilir

CosmicFlows verileri, Laniakea'nın, hacim olarak onun 10 katı büyüklüğünde olan Shapley Yoğunlaşması'nın bir parçası olabileceğimizi öne sürüyor. Shapley Yoğunlaşması, 1.4 milyar ışık yılı uzunluğundaki Büyük Duvar adlı en büyük kozmik yapının yaklaşık yarısı kadar büyüklüktedir. Shapley Yoğunlaşması, ilk kez 1930'larda astronom Harlow Shapley tarafından Centaurus takımyıldızında bir bulut olarak gözlemlendi. Bu yapı, Samanyolu'nun da yer aldığı Yerel Grup galaksilerinin hareket yönünde bulunuyor. Bilim insanları, bu yapının galaksimizin alışılmadık hareketlerini etkileyebileceğini düşünüyorlar.

Dahası, Başak Süperkümesi (Yerel Grup ve Samanyolu Galaksisi dahil) Shapley Yoğunlaşması'na doğru hareket ediyor gibi görünüyor. 

Bu çekim havzaları nereden geliyor?

Bir bakıma, Tully'nin bahsettiği kozmik madde ağı ve çekim havzaları, evren kadar eski. Bu ağın ve havzaların tohumları, 13.8 milyar yıl önce, Büyük Patlama'dan sonra atıldı.

Büyük Patlama'dan sonra evren sıcak ve yoğun bir haldeydi. Genişledikçe ve soğudukça madde yoğunluğunda dalgalanmalar meydana geldi. Bu dalgalanmalar, galaksilerin, galaksi kümelerinin ve bugün gördüğümüz devasa yapıların oluşumundaki ilk adımlar olarak düşünülebilir.

Astronomlar, gökyüzünü incelediklerinde bu farklı yapıların izlerini buluyorlar ve şimdi bunları açıklamaya çalışıyorlar. Shapley Yoğunlaşması'nın Laniakea’nın ait olduğu büyük bir çekim havzası olduğu fikri, mevcut kozmolojik modellerin bu yapının varlığını tam olarak açıklayamadığını gösteriyor.

"Kozmik araştırmalarımız yeterince büyük olmayabilir"

Konuya dair konuşan Hawai Üniversitesi'nden astronom Ehsan Kourkchi, “Bu keşif, büyük bir zorluk sunuyor: Kozmik araştırmalarımız, bu devasa havzaların tam boyutunu haritalamak için yeterince büyük olmayabilir. Dev gözlerle bakıyoruz, ama bu gözler bile evrenin tam resmini yakalamak için yeterince büyük olmayabilir" diyor.

Çekicilerin ölçülmesi

Tüm bu galaksiler, kümeler ve süperkümelerdeki en önemli etken kütleçekimdir. Ne kadar çok kütle varsa, kütleçekimi hareketleri ve madde dağılımını o kadar fazla etkiler.

Bu çekim havzalarında, Tully’nin araştırma ekibi bölgedeki galaksilerin hareketleri üzerindeki etkileri inceledi. Havzalar arasında kalan galaksilere bir tür çekiş gücü uygulanır ve bu, galaksilerin hareketlerini etkiler. Tully’nin ekibinin yaptığı kırmızıya kayma araştırmaları, galaksilerin görüş hattı boyunca hareketini, hızlarını ve diğer ilgili hareketlerini haritalayacak.

Ekip, yerel evrenimizdeki galaksilerin hızlarını haritalayarak, her süperkümelenin hakim olduğu uzay bölgesini belirleyebilir. Bu hareketleri tanımlamak zor. Bu yüzden ekip farklı ölçümler yapıyor. Sadece galaksilerdeki görünen maddeleri değil, karanlık maddeyi de hesaba katmak zorundalar.

Tully ekibinin araştırmalarının sonuçları, bu uzay bölgelerinin daha ayrıntılı 3D haritalarını sağlayacak. Bu haritalar, yapıların yanı sıra hareketleri ve hızları da içerecek ve evrenin madde dağılımı hakkında daha fazla bilgi verecek.