1999 yılında Kenya'da paketlenerek Türkiye'ye getirilen sözde PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan tam 25 yıldır Bursa'ya bağlı İmralı Adası'nda hapis cezasını çekmekte.
İlk aşamada idama mahkum edilen Abdullah Öcalan'ın cezası idamın kaldırılmasının ardından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrildi ve kendisi yüksek güvenlikli İmralı Hapishanesi'nde tecride alındı.
Çoğunlukla hiç kimseyle görüşmesine izin verilmeyen Abdullah Öcalan, 2013 yılında "çözüm süreci" kapsamında birkaç kez Barış ve Demokrasi Partisi milletvekilleriyle görüştü.
2011-2019 yılları arasında avukatlarını görmesine izin verilmeyen, 3 Mart 2020 tarihinden 23 Ekim 2024 tarihine kadar da aile üyeleri dahil hiç kimseyle görüştürülmeyen Abdullah Öcalan için son dönemde daha farklı senaryolar konuşuluyor.
MHP genel başkanı Devlet Bahçeli'nin iki ay önce yaptığı "Abdullah Öcalan mecliste konuşup silah bırakma çağrısı yapsın" konuşmasından bu yana Adalet Bakanlığı ile DEM Parti arasında Abdullah Öcalan ile görüşmek için müzakereler sürmekteydi.
Kısa süre önce bakanlık tarafından görüşme talebi kabul edildi ve 28 Aralık Cumartesi günü DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan ile Sırrı Süreyya Önder görüşme için İmralı Adası'nı ziyaret ettiler.
ABDULLAH ÖCALAN NELER SÖYLEDİ?
Birkaç saat süren görüşmeden bir gün sonra, 29 Aralık Pazar sabahı bir açıklama gerçekleştiren DEM Parti, hem kendi görüşlerini, hem de Abdullah Öcalan'ın söylediklerini aktardı.
Basın açıklamasının girişinde, "İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan ile 28 Aralık 2024 tarihinde kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdik. Kendisinin sağlığı iyi, morali oldukça yüksektti. Kürt Sorununa kalıcı çözüm bulmaya yönelik yaptığı değerlendirmeler hayati önemdeydi."
"Ortadoğu ve Türkiye’de yaşanan son gelişmelerin değerlendirildiği görüşmede Sayın Öcalan, dayatılan karanlık gelecek senaryolarına karşı pozitif çözüm önerilerini sunmuştur." ifadeleri yer aldı.
Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın açıklamasında ise, "Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluk olduğu kadar tüm halklar için de kader belirleyici bir önem ve aciliyet kazanmıştır."
"Sürecin başarısı için Türkiye’deki tüm siyasi çevrelerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapıcı davranması ve pozitif katkı sunması elzemdir. Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır."
"Gazze ve Suriye’de yaşanan hadiseler göstermiştir ki, dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmiş çalışan bu sorunun çözümü artık ertelenemez bir hal almıştır. Bunun ciddiyetiyle doğru orantılı bir çalışmayı başarıya ulaştırmak için muhalefetin de katkı ve önerileri değerlidir."
"Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim."
"Heyet bu yaklaşımını gerek devletle gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım."
"Bütün bu çabalarımız, ülkeyi hak ettiği düzeye taşıyacak ve aynı zamanda demokratik bir dönüşüm için de çok kıymetli bir kılavuz olacaktır."
"Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik devridir." ifadelerini kullandı.