Dünyanın okyanus çukurları hala büyük bir gizem barındırıyor ve bunun oldukça iyi bir nedeni var. Yüzeyin 11 kilometre (6,8 mil) kadar derinliklerine inen bu çukurların karanlık ve soğuk suları, akıl almaz bir basınca maruz kalıyor. Ancak, bu zorlu koşullara rağmen, garip yaratıklar bir şekilde burada hayatta kalmayı başarıyor. Yıllarca bu yaratıkları inceleme çabalarından sonra, bilim insanları nihayet okyanus çukurları ve buralardaki yaşam hakkında daha fazla bilgi edinmeye başlıyor.
Yeni tür, Atacama Çukuru'nun yaklaşık 8 km derinliğinde bulundu. (Johanna Weston/WHOI)
Yeni Bir Yırtıcı Keşfi: Dulcibella camanchaca
Yeni bir araştırmada, ABD ve Şili’den bilim insanları, Atacama Çukuru’ndan, Güney Amerika’nın batı kıyısındaki hızla hareket eden, hayalet gibi bir yırtıcı türü keşfetti. Bu tür, diğer çukur sakinlerinden farklı olmasıyla dikkat çekiyor.
Dulcibella camanchaca adı verilen bu yaratık, amfipod adı verilen, genellikle detritus yiyen veya deniz ya da tatlı su ortamlarında yiyecek arayan karides benzeri kabuklulardan oluşan geniş bir gruptan. Araştırmacılar, bu türden dört birey bularak, 7.902 metre derinlikte yaşadıklarını saptadı. Araştırmalara göre, D. camanchaca, bu kadar derinlikte bulunan ilk büyük, aktif yırtıcı amfipod türü. Araştırma, Şili'nin Concepción Üniversitesi ve ABD'nin Woods Hole Oşinografi Enstitüsü (WHOI) tarafından gerçekleştirildi.
Bu keşif, hadal bölgesindeki bilinmeyen dünyalar hakkında ne kadar az şey bildiğimizi bir kez daha gözler önüne seriyor. Çukurlar, insanlık için değerli biyolojik sırlar barındırıyor olabilir ve kendi ekolojileri ve korunma ihtiyaçları hakkında önemli bilgiler sunuyor.
Dünya’daki bu tür aşırı ortamlarda yapılan araştırmalar, uzaydaki okyanus uyduları gibi Europa veya Enceladus'taki yaşam arayışına da katkı sağlıyor.
Ancak şimdilik, bu benzersiz yaratığın bulunması, kendi başına büyük bir haber değeri taşıyor. Atacama Çukuru'nun en derin karanlıklarında daha önce yalnızca leşçi amfipodlar keşfedilmişti. Diğer çukurlarda predatör türler bilinse de, her yeni keşif önemli.
Özellikle bu durumda, D. camanchaca yalnızca daha önce bilinmeyen bir türe ait değil, aynı zamanda morfolojisi ve DNA’sı bu türün yeni bir cins olduğunu da ortaya koyuyor.
Araştırma Ekibinin İsim Seçimi ve Anlamı
17. yüzyıl İspanyol romanı Don Quixote’den karakterlere adanmış iki benzer amfipod cinsi bulunduğundan, araştırma ekibi bu geleneği sürdürerek, yeni cinsin adını Dulcibella koymuş. Bu ismi, Dulcinea del Toboso adlı karakterden almışlar (Dulcinea adı bilimsel olarak zaten bir böceğe verilmişti).
Araştırmacılar, camanchaca tür adını, Batı Güney Amerika’daki yerli dillerden "karanlık" olarak çevirmişler. Bu adı, yaratığın avlandığı pitch-black (kömür karası) derinlikleri simgelemek amacıyla seçmişler. Araştırma baş yazarlarından Johanna Weston, "Dulcibella camanchaca, hızla yüzen bir yırtıcıdır ve bu ad, Andlar bölgesindeki halkların dillerinde 'karanlık' anlamına gelir, bu da avlandığı derin, karanlık okyanusu simgeliyor," diyor.
Amfipodun beyaz rengi, karanlık ortamlarda yaygın olan bir özellik. Bu örnek, en benzer akrabaları Dorotea ve Cleonardo’nun boyutunun iki katı olan 4 santimetre civarındadır. Daha az hareketli amfipodlardan farklı olarak, yiyecek arayışında çevik bir şekilde hareket ediyor.
D. camanchaca, yiyecek arayışında, gnathopod adı verilen özel uzantılarıyla avlanıyor. Okyanus çukurlarındaki yiyecek seçenekleri sınırlı olsa da, bu tür diğer, daha küçük amfipodları avlıyor gibi görünüyor.
Araştırma, Systematics and Biodiversity dergisinde yayımlandı.