Türk sanat tarihinin en önemli ressamlarından olan Kaplumbağ Terbiyecisi adlı ünlü eserin sahibi Osman Hamdi Bey'in tablosu Paris'teki Drouot Müzayede Evi'nde açık artırmaya çıktı. Hamdi Bey'in 1879 tarihli “Bursa Ulu Cami Önü” adlı tablosu müzayedede 571 bin 500 euroya alıcı buldu. Tablonun Türkiye'de madencilik şirketi bulunan bir kişi tarafından telefon görüşmesi üzerinden satın alındığı açıklandı.

René Magritte'in eseri 121 milyon dolara satıldı! René Magritte'in eseri 121 milyon dolara satıldı!

Osman Hamdi Bey’in yağlıboyadan 60x42 santimetre ebadındaki eseri sanatçının özgün tarzının en önemli örneklerinden biri olarak görülüyor.

Osman Hamdi Bey kimdir?

Osman Hamdi̇ Bey

1842 yılında İstanbul’da doğan arkeolog ve ressam Osman Hamdi Bey, Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi’nin (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin kurucusudur.

1860’da hukuk öğrenimi için Paris’e giden Osman Hamdi Bey, resme olan tutkusu sebebiyle Paris Güzel Sanatlar Yüksek Okuluna devam etti ve dönemin ünlü ressamları Jean-Léon Gérôme ve Gustave Boulanger’den dersler aldı.

Aynı yıllarda Paris’e eğitim için gönderilen Süleyman Seyyid ve Ahmed Ali (Şeker) Paşa’yla 1867’de açılan 2. Uluslararası Dünya Sergisi’nde Osmanlı Pavyonu’nun hazırlıklarında çalıştı ve eserleri sergilendi.

1871 yılında İstanbul’a dönen sanatçı, sarayda yabancı elçilerin protokol işleriyle ilgili göreve atandı. Gösterdiği başarılarından dolayı Sultan Abdülaziz tarafından 1873 yılında Viyana’da açılan Uluslararası Sergi için görevlendirildi.

Çeşitli devlet görevlerinde çalışan Osman Hamdi Bey, Nemrut Dağı tümülüsünde, Lagina’da bulunan Hekate Tapınağı’nda kazılar yaptı. En önemli arkeolojik kazısı Sayda (Sidon, Lübnan) kazısından kral mezarlığı kazılarıdır.

Arkeoloji alanında yaptığı çalışmalar ile yurt dışında tanınmaya başlayan Osman Hamdi Bey; Fransız, Alman, Yunan, İspanyol çevrelerince madalya ve nişanlarla ödüllendirildi.

Arkeoloji ve resim çalışmalarını bir arada yürüten Osman Hamdi Bey, 1882 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi müdürlüğüne getirildi.

İçinde bulunduğu kültürel ortamın ve sürdürmekte olduğu görevlerin sorumluğu doğrultusunda döneme uygun aydınlanmacı gelenekten beslenen resimler yaptı.

Osmanlı coğrafyasının kültürel çeşitliliğini ve tarihini bir müzeci gözüyle resimleyen Osman Hamdi Bey, kompozisyonlarını kurarken değişik fotoğraflardan yararlandı.

Yapıtlarında model olarak sıklıkla çeşitli meslek ve giysileri, belli bir kompozisyon içinde kullandı ve Osmanlı dünyasının zengin kültürel mirasını kendine özgü bir kurguyla ifade etti.

Çalışmalarında da bir tür arkeolojik kazı yapan sanatçı, tarihte geriye giderek değişik coğrafya ve zamanlardan titizlikle seçtiği kültür ve sanat nesnelerini zamanın ruhunu öne çıkararak vurgulamak istediği konuya göre bir araya getirdi. 

Osman Hamdi Bey, içinde yaşadığı doğu kültürünü, kendine özgü atmosferini, yaşam koşullarını, dini yapılarını, Müslümanlara ilişkin bilinmeyenleri resmetti.

Kadınları günlük uğraşıları içinde; okurken, sohbet ederken, müzik yaparken, kamusal alanda gezinirken çeşitli ortamlarda ve durumlarda gösterdi.

Kaplumbağa Terbiyecisi, Arzuhalci, Kur’an Okuyan Hoca, Silah Taciri, Leylak Toplayan Kız, Şehzadebaşı Camisi Avlusunda Kadınlar, Feraceli Kadınlar, Mimozalı Kadın, Ab-ı Hayat Çeşmesi, Mihrap gibi tabloları en önemli eserleri arasındadır.

Son çağın en seçkin siması ve uluslararası bir üne sahip olan sanatçı, 24 Şubat 1910 tarihinde İstanbul’da vefat etti.