Tarih boyunca belirli dini merkezler ve kazılar ile açığa çıkarılan kült merkezleri oldu. Kült merkezleri arasında en eskisi olarak görülen Stonehenge’e kısa süre önce yeni bir tarihi keşif ile bir rakip çıktı.

Bildiğimiz tarih anlatımını değiştiren Göbeklitepe’nin yapılan kazılar ile Stonehenge’den de eski bir kült merkezi olduğu kanıtlandı.

Gelin böylesine önemli bir yer olan Göbeklitepe’yi beraber inceleyelim...

Son Yılların En Büyük Arkeolojik Keşfi: Göbeklitepe

Şanlıurfa kent merkezinin 18 kilometre kuzeydoğusunda bulunan Göbeklitepe ilk defa İstanbul ve Chicago Üniversitelerinin ortaklığıyla gerçekleştirilen taramalar sayesinde 1963 yılında bulundu. Bulunduktan 31 yıl sonra asıl değeri ortaya çıkan Göbeklitepe’nin 12.000 yıl öncesine dayandığı tespit edildi.

Böylesine eski bir yer olan Göbeklitepe haliyle bildiğimiz tarihin de değişmesine sebep oldu. Henüz tarıma geçmemiş avcı toplayıcı insan topluluklarının zamanına uzanan Göbeklitepe böylelikle son zamanların en büyük arkeolojik keşfi olarak gösterildi.

Mısır Piramitleri’nden ve İngiltere’deki Stonehenge’den 7 bin 500 yıl daha önce inşa edildiği tespit edilen Göbeklitepe’nin o dönemin şartları ile nasıl inşa edildiği ise hem arkeologlar hem de tarihçiler açısında önemli bir tartışma konusu oldu.

Göbeklitepe3Eski Dinlerin İlk Kökü Olabilir Mi?

12.000 yıl öncesine tarihlenen Göbeklitepe o dönem için ileri düzeyde mimarlık gerektiren bir tapınak olarak tarihte yeni bir sayfa açtı. Yerleşik hayat ve tarım gibi kavramların olmadığı o dönemlerde avcı toplayıcı toplulukların yapabileceğinden çok daha kompleks bir yapı olduğu ifade edildi.

Bu da şu ana kadar bildiğimiz tarihin ötesinde birçok açıdan tarihin sıfır noktasını oluşturdu.

Animist figürler ile zenginleştirilen, hâkim bir tepeye kurulmuş Göbeklitepe, Neolitik dönem hakkında yapılan çerçevenin ve tarihlendirmelerin yeniden değerlendirilmesine sebep oldu. Dünyadaki en eski tapınak olarak tespit edilen Göbeklitepe’nin eski dinler için ilk mabet özelliği taşıyıp taşımadığı da tartışmaya açıldı.

Göbeklitepe2Mimarı Açıdan Göbeklitepe

Göbeklitepe sadece eskiliği ile değil mimari yapısı ve malzemesi ile de birçok açıdan tarihçileri ve arkeologları şaşırttı. Çapları 30 metreyi bulan 20 civarında yuvarlak ve oval yapının ortasında 2 tane “T” şeklinde, 5 metre yüksekliğinde bağımsız sütun yer alıyor. Yapının içinde ise bu sütunlardan bağımsız daha küçük sütunlar bulunuyor.

O dönem için bu ölçülerde taşlar işlemesi oldukça zor bir durumdu. Avcı toplayıcı toplulukların ellerindeki malzemeler ile böylesine eserler çıkarması günümüze kadar imkansıza yakın sayılıyordu.

Ayrıca Göbeklitepe için söylenebilecek bir diğer durum ise yapıda kullanılan malzemedir. Kireçtaşından inşa edilen tapınağın inşaatı için bu taşların uzaktan getirildiği tespit edildi. Bu da avcı toplayıcı toplulukların böylesine ağır taşları nasıl buraya getirdiği sorusunu doğurdu.

Tüm bunlara bakıldığı zaman Göbeklitepe’nin yapımı hem eski inançlar konusunda olan bilgilerimizi hem de Neolotik çağ hakkındaki tespitlerimizi yeniden düşünmeye itti. Göbeklitepe, barındırdığı eşsiz tarihsel arka planla mutlaka görülmesi gereken yerler arasında.

Tarihçiler ve arkeologlar için iki büyük soru öne çıkıyor: “Daha eski bir tapınak var mı?” ve “Neolotik Çağ düşündüğümüz kadar ilkel mi?”

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi bile iletmek için yorumlar kısmını kullanabilirsiniz…