1953 yılının Noel arifesinde Yeni Zelanda'da yaşanan bu facia, ülke tarihinin en büyük tren kazası olarak kayıtlara geçti. Peki nasıl oldu da sıradan bir Noel yolculuğu böylesine büyük bir trajediye dönüştü?
Yanardağın Gizli Tehdidi
Yeni Zelanda'nın Kuzey Adası'nın tam ortasında yükselen Ruapehu Dağı, ülkenin en aktif yanardağı olmasına rağmen muhteşem manzarasıyla görenleri büyülüyor. 1945 yılında başlayan volkanik hareketlilik, dağın krater gölünde ciddi değişimlere yol açtı. Yanardağdan püsküren malzemeler, gölün etrafında tephra adı verilen doğal setler oluşturdu.
24 Aralık 1953 gecesi saat 20:00 civarında, krater gölünü tutan volkanik malzemeden oluşan set çöktü. Yaklaşık 340 bin metreküp su, çamur ve volkanik malzeme karışımı, dağdan aşağı doğru akmaya başladı. Bu sel dalgası Tangiwai kasabasının içinden geçen nehir yatağına doğru ilerledi.
Wellington'dan Hareket Eden Son Tren
Aynı gün saat 15:00'te Wellington tren istasyonundan KA 949 buharlı lokomotifi, 285 yolcusuyla birlikte Auckland'a doğru yola çıktı. Noel sabahına yetişmek isteyen yolcularla dolu olan tren, rotası üzerindeki Tangiwai köprüsünden geçmek üzereydi.
Cyril adındaki bir vatandaş, köprünün hasar gördüğünü fark edip el fenerini sallayarak treni durdurmaya çalıştı. Makinist frene basmasına rağmen tren durdurulamadı ve lokomotif hasarlı köprüden nehre düştü. Ardından dört yolcu vagonu da suya gömüldü.
Kazada hayatını kaybeden 151 kişinin büyük çoğunluğu ikinci sınıf yolculardan oluşuyordu. Dönemin tren düzeninde ikinci sınıf vagonlar lokomotife daha yakın konumlandırılıyordu. Bu yerleşim düzeni, kazada sınıfsal bir trajediye dönüştü. İkinci sınıf yolcuların %94'ü hayatını kaybederken, birinci sınıf yolculardan sadece bir kişi yaşamını yitirdi.
Felaketin Ardından
O dönem sadece 2 milyon nüfusa sahip olan Yeni Zelanda'da neredeyse her vatandaş kazadan etkilenen birini tanıyordu. Kurbanların kimlik tespiti sürecinde yaşanan zorluklar ve soğuk hava deposu eksikliği gibi faktörler, trajedinin etkilerini daha da derinleştirdi. Tangiwai faciası, ülke tarihinin en büyük demiryolu kazası olarak kayıtlara geçti.
Cyril, William ve John adlı üç kahraman vatandaş, tehlikedeki bir vagondan 22 kişinin 21'ini kurtarmayı başardı. Bu cesur insanlar daha sonra Kraliçe II. Elizabeth tarafından madalya ile onurlandırıldı.
