Osmanlı Devleti 1299 ile 1922 yılları arasında 600 yılı aşkın süre boyunca bu coğrafyada hüküm sürdü. Bu 600 yılı aşkın tarihi boyunca da birçok savaş ve mücadele verdi. Bu mücadeleler arasına Ankara Savaşı ayrı bir yer tutuyor.
Henüz Osmanlı Devleti’nin neredeyse bir beylikten hallice olduğu 1402 yılında yaşanan Ankara Savaşı Osmanlı Devleti’ni Fetret dönemine soktu. Osmanlı Devleti’ni yıkımın eşiğine getiren Ankara Savaşı’nı inceleyelim...
Timur’u Harekete Geçiren O Mektup
1389 yılında Yıldırım Bayezid tahta geçtikten sonra ataları gibi Balkanlarda fetih hareketlerini sürdürüyor. Ancak farklı olarak Balkanlarda daha rahat hareket edebilmek için Anadolu’daki beylikleri de Osmanlı Devleti’ne dahil etmek ve Anadolu’da siyasi bir birlik sağlamak istiyor.
Bunun için Konya, Karaman, Maraş, Niğde ve Malatya gibi şehirleri hakimiyeti altına alıp bölgedeki beylikleri kendisine bağlıyor. Bu durum bu beyliklerin Osmanlı’ya karşı Timur’dan yardım istemesine yol açıyor.
O dönem İran’ı ele geçiren, ardından 1399 yılında da Bağdat’ı fetheden Timur, Bayezid ile karşı karşıya geliyor.
Hindistan’dan başlayarak Anadolu’ya kadar uzanan bir alanı hakimiyetine alan Timur Anadolu ve Arap Yarımadası’nı da bu alana dahil etmek istiyor.
Bunun farkında olan Bayezid aynı şekilde Timur’a karşı kendisine savunma ihtiyacı hissediyor. Böylelikle Timur ve Yıldırım Bayezid arasında soğuk rüzgarlar esmeye başlıyor.
Bağdat’ın Timur tarafından ele geçirilmesi ile Karakoyunlu Devleti’nin beyi Kara Yusuf Yıldırım Bayezid’e sığınıyor. Bu durum iki taraf arasında bir krize dönüşüyor.
Timur, Yıldırım Bayezid’e bir mektup yollayarak Kara Yusuf’un kendisine teslim edilmesini istediğini belirtiyor. Yıldırım Bayezid ise bunu sert bir dille reddederek Kara Yusuf’a Aksaray’ı dirlik olarak veriyor ve himayesine alıyor.
İki Büyük Türk Devleti Karşı Karşıya
Yıldırım Bayezid ile Timur arasındaki mektuplaşmalar karşılıklı tehdit ve hakaretlere dönüşüyor. Ardından önce Timur Osmanlı Devleti kontrolündeki Sivas ve Malatya’yı zapt ediyor.
18 gün süren Sivas kuşatması kan dökülmeyeceği sözü ile teslim alınıyor. Bu sebeple Timur Sivas’ı savunanların kanını akıtmayarak canlı canlı gömüyor. İki kaleyi zapt ettikten sonra 1401’de Suriye seferine çıkıyor.
Yıldırım Bayezid Sivas ve Malatya kuşatmasında oldukça hazırlıksız yakalandığı için müdahale edemiyor. Ancak Timur’un Suriye seferinde olmasını fırsat bilen Yıldırım Bayezid hemen harekete geçiyor.
Sivas ve Malatya kuşatmalarında Timur’a yardım eden Mutahharten’i cezalandırmak için üzerine sefere çıkıyor ve Erzincan ile Kemah’ı ele geçiriyor. Timur elindeki ordunun yeterli olmayacağını düşünerek ilk etapta harekete geçmiyor.
Ancak Çin İmparatoru’nun da ölmesi ile Çin’in üzerine yürümek isteyen Timur Anadolu meselesini hemen halledebilmek için 13 Mart 1402 tarihinde bir elçi yolluyor. Bu elçi aracılığıyla Timur, Yıldırım Bayezid’e şu talepleri sunuyor:
- Anadolu’da Osmanlı Devleti tarafından ele geçirilen toprakların sahibi olan beylere iade edilmesi.
- Bayezid’in şehzadelerinden birinin, Timur’un yanına rehin olarak verilmesi
- Osmanlı’nın Timur’a bağlılığının göstergesi olarak vereceği külah ve kemerin kabul edilmesi
- Kara Yusuf’un Timur’a iadesi
Bu teklifi de oldukça sert bir dille reddeden Yıldırım Bayezid, Timur’a istediği fırsatı veriyor.
Anadolu’yu ve Osmanlı’yı Mahveden Muharebe
Ordusu ile Anadolu’ya hareket eden Timur’un haberini alan Yıldırım Bayezid apar topar İstanbul’da sürdürdüğü kuşatmayı kaldırarak harekete geçiyor. Timur’u ve ordusunu karşılamak için Ankara ve civarını uygun görüyor.
Ancak Timur, casusları aracılığıyla Yıldırım Bayezid’ın ordusu hakkında sürekli olarak bilgi alabiliyor. Bu bilgiyi kullanmaya çalışsa da Yıldırım Bayezid beklenmeyen bir hareket yaparak Ankara’ya gelmiş olan Timur’u beklemediği bir yönden karşılıyor.
Böyle önemli bir sürpriz avantajını verimli kullanamayan Yıldırım Bayezid saldırmayarak beklemeye karar veriyor. Timur da bunu fırsat bilerek yeni bir cephe meydana getiriyor. Bazı kaynaklar savaşın 28 Temmuz 1402 tarihinde gerçekleştiğini yazsa da kesin bir tarih vermek mümkün olmuyor.
Piyade gücüne dayalı Osmanlı ordusu, süvari gücüne dayalı Timur ordusu ile çarpışmaya giriyor. Ancak burada Timur’un ünlü filleri savaş meydanına sürülünce ve casuslar aracılığıyla Osmanlı tarafında olan Kara Tatarlar Timur’un safına geçince savaş Timur’un lehine işlemeye başlıyor.
Bazı kaynaklar Anadolu beyliklerine ait birliklerin de saf değiştirmesi ile Yıldırım Bayezid’ın 3000 kişilik ordusuyla yapayalnız kaldığını belirtiyor. Bu ordu ile bir süre daha çarpışan Yıldırım Bayezid sonunda esir düşüyor.
Batı’yı Korkutan Gücün Kırılması
Timur, Ankara Savaşı’nda aldığı bu zafer sonucunda emirlerini Anadolu’yu istila etmeleri için yolluyor. Tüm Anadolu Timur’un emirleri tarafından istila ediliyor. Timur ise Osmanlı’yı mağlup ettikten sonra bir zafername yazdırıyor. Bu zafernameyi de Fransa kralı VII. Şarl ve İngiltere kralı IV. Henry’e yolluyor. Kendilerinin yenemedikleri Osmanlı hükümdarını mağlup ettiğini onlara bildiriyor.
Ankara Savaşı, Türk tarihinde iki Türk ve Müslüman devletin arasında yapılan en büyük savaşlardan biri olarak tarihe geçiyor. Yıldırım Bayezid’ın mağlup olması ile yoğun mücadeleler ile kurulmaya çalışılmış Anadolu siyasi birliği bozuluyor.
Osmanlı Devleti büyük bir fetret dönemine giriyor ve İstanbul’un fethi en az 50 yıl daha aksıyor. Anadolu beylikleri tekrar ortaya çıkarken Osmanlı şehzadeleri arasında da büyük bir taht kavgası başlıyor. Bu da Osmanlı tahtında ciddi boyutlarda kardeş kanı dökülmesine yol açıyor.